1 Haziran 2011 Çarşamba

Ah benim şu kadından çektiklerim....:)

1 Haziran 2011 Çarşamba.

Yaklaşık 20 dk önce cepten Canan aradı ve bana : "Aşkım bu akşam beni yemeğe bekleme gecikebilirim" dedi ve daha ben niye filan diye sormaya fırsat bırakmadan telefonu kapadı. Buyrun bakalım. Ne diyeyim ben bu deli kadına???

İçimi bir ateş bastı. İşime konsantre olamıyorum. Aklım Canan'da. Biliyorum beni delirtmek için yapıyor. İşyerinin balkonuna çıkıp bir sigara yaktım. ( şu sigara yasağı da yani böyle zamanlarda hiç iyi olmuyor).

Kesmedi. Dönüp PC başında facebook'taki 1-2 mesaja yanıt yazdım. Dikkatimi toplayamıyorum. En iyisi burayı açıp içimi dökeyim dedim.


Gelişmeleri an be an burada yazacağım: Şu an saat 13:16

Az önce SMS geldi Canan'dan. Şöyle yazmış: "Aşkım Taksime gidiyorum beni merak etme, geç dönerim" Saat : 18:32 Ben de en iyisi toparlanıp eve gideyim. Zaten öğleden sonra doğru dürüst bir iş de yapmadım. Gelişme olursa yazacağım

Saat 23:45 de bir sms geldi Canan'dan. Taksim the marmara otelindeymiş Harika bir gece geçiriyormuş. Tahmin edebiliyorum. Ne zaman döneceksin diye yazdım. Yanıtında içime hediyelerini tıkabasa doldurup geleceğim ama 1-2 saat sonra diye yazmış.

Aletim patlayacak gibi şu an. Beynim yerinden fırlayacak gibi zonkluyor. Karnıma sancılar giriyor.  Akşamdan beri 1 paket sigarayı bitirdim ard arda içmekten. Viski içiyorum ama sarhoş olmamak için bol soda koyuyorum kadehe. Gene de çakır keyif oldum. Şu an satırları öyle zor yazıyorum ki.

Bir an önce gelse... Sabırsızlıktan çatlayacağım

Bu satırları sabah yazıyorum. Dün gece devam edemedim kusura bakmayın. Sonrasında neler oldu anlatayım:


Saat 2:15 sularında evin önünde bir Volvo durdu. Bir süre kimse inmedi. Sonra arka kapı açıldı. İçinden oldukça genç olduğunu düşündüğüm bir delikanlı indi ve ön kapıyı açtı. Canan indi. Eliyle hoşçakalın diyerek apartmanın kapısına doğru yöneldi.Genç adam öne bindi ve araç hızla uzaklaştı. Vay canına demek 2 kişilermiş. Kalbim küt küt atmaya başladı. Koşup alt kapıyı açtım. Asansörün kapısından Canan çıkınca beni kapıda gördü ve yüzüne kocaman yaramaz bir gülücük kondurdu. İçeri girip kapayı kapıyınca boynuma sarıldı. Hadi yatağa geçelim hediyen soğumasın diye fısıldadı kulağıma. Elim ayağım titriyordu. Odaya geçtik. Bana dönüp hadi çıkar üstündekileri uzan yatağa dedi. Hemen ütümü çıkarıp yatağa uzandım. Canan da ayakta soyunmaya başladı. Odayı bir anda hani yoğun sex yapıldığında ortalığı bir koku kaplar ya öyle bir koku kapladı. Kokudan başım döndü. Çırılçıplak kaldığında üzerime çıkıp taş kesilmiş aletimi eliyle tutup orasına yerleştirdi.Nasıldı? diye mırıldandım. Harikaydı dedi ve aletimin üzerine oturdu. Saatlerdir sevişmekten iyice açılmış ve içi spermlerle dolmuş oraya hiçbir zorlama olmadan dibine kadar girdi. Girmesiyle birlikte kasıklarıma sıvılar damlamaya başladı. Üzerime her oturuş kalkışında biraz daha akıyordu dışarı. Ve bana kesik kesik cümlelerle yaşadığı geceden ip uçları veriyordu. Bu akşam sana sperm kokteyli getirdim aşkım, nasıl beğendin mi? dedi. Evet evet diye inledim. Aletim nerdeyse içerde boşlukta yüzer gibiydi. İçerisi o kadar ıslak ve genişti. Gögüslerine yapıştım. Tadı değişikti. Vücudu yapış yapıştı. Sadece önüme değil, yüzüme gözüme göğüslerime her yerime spermlerini boşalttılar. Tadını aldın mı ? deyince beynimin uyuştuğunu hissettim. Evet tadını almıştım. Başımı evet anlamında salladım diğer göğsunun tadına bakarken. Sadece o kadar da değil arkam da dolu diyince daha fazla dayanamadım ve ağzımı göğsüne bastırıp boğulur gibi haykırarak içine fışkırmaya başladım. Var gücümle Canan'a sarıldım. Ve öylece dakikikalarca sessiz hareketsiz kaldık. Neden sonra Canan kulağıma bırak artık nefesim kesidi boğulacağım dediğinde farkettim. Mengene gibi sıktığım kollarımı gevşettim ve Canan derin bir nefes alarak yanıma uzandı. Seni seviyorum aşkım dedi. Ben de yarı baygın bir halde ben de seni seviyorum aşkım ben de seni seviyorum diye defalarca tekrar ettim. Nasıl uykuya daldığımı hatırlamıyorum bile.

Sabah uyandığımda Canan yanımda çırılçıplak yatıyordu. Dün gece yaşananların bir rüya olup olmadığını düşündüm. Hayır değildi. Elimi vücudunda dolaştırmaya başladım. Gün ışığında dün geceki sevişmelerin izleri daha net görülüyordu. Okşamalarıma Canan uyanmamıştı ama bir süre sonra önünün hafifçe ıslanmaya başladığını farkettim. Parmaklarımı önüne atınca sırılsıklam olduğunu gördüm. Ve o sırada uyandı. Uykulu bir sesle ne yapıyorsun aşkım diye mırıldandı. Çok uykum var. Sen uyumaya devam et dedim. Taş kesimiş aletimi o sırılsıklam yere yavaşça soktum ve arkasından sıkı sıkı sarıldım. Ve böyle dakikalarca kıpırdamadan yattık. İkimiz de tekrar uyuyakalmışız. Canan uyandığında panikle fırladı yataktan. Saat dokuzu geçiyordu. Eyvah geç kaldım diyerek duşa koştu. Ben şimdi müdür hanıma ne diyeceğim. Erkek müdür olsa kolaydı, bu cadaloz şimdi bir sürü laf edecek.

16 Nisan 2011 Cumartesi

Dün gece........

Size dün gece yaşadıklarımı anlatmak bir bakıma içimi dökmek istedim. Dün akşam Bağdat Caddesinde bir mekana gittik ( mekanın ismini vermek istemiyorum). Orada bazı arkadaşlarla karşılaştık. Birlikte içtik güldük eğlendik. Saat 23 gibi ben dökülmeye başladım. Günlerdir seyahatteydim. Açıkçası yorgunluktan ve uykusuzluktan dökülüyordum. Üzerine içki de eklenince gözlerimi zor açık tutuyordum. Canan'a hadi gidelim dedim. Ama o daha kalmak, eğlenmek istiyordu. O zaman ben gidiyorum eve dedim. Arkadaşlar "sen merak etme, biz Canan'ı eve bırakırız" dediler.

Eve nasıl geldim. Nasıl soyunup yatağa kendimi attım bilmiyorum. Kafamı yastığa koyar koymaz uyumuşum. Neden sonra kapının sesiyle uyandım. Başucumdaki cep telefonundan saate baktım. saat 2'yi geçiyordu. Gecenin sessizliğinde fısıltılar geliyordu. Sonra sesler salona yöneldi. Ardından mutfaktan fincan bardak sesleri. Herhalde Canan eve bırakan kişi ( kişileri) nezaketen kahve içmeye davet etti. Sonra ses çıkarmamaya dikkat eden fısıltı konuşmalar. Fincan bardak sesleri...

Bir süre sonra ortalığı bir sessizlik kapladı. Kulak kesildim. Sezsizlik devam etti. Bi süre sonra elbise hışırtıları ve ardından öpüşme sesleri... Ve anladım ki salonda Canan biriyle öpüşmeye başladı. Fakat emin de olamadım sanki 1 değil iki kişi vardı. Yoksa 2 kişi miydi. Kulak kesilmeye devam ettim. Yere düşen elbise sesleri ve giderek artan nefes sesleri ve öpüşme sesleri. Yatakta doğruldum. Koridorda sessizce süzüldüm ve salonun kapısına kadar geldim. Ne yazık ki içerisini görmem mümkün değildi. Başımı uzatsam beni göreceklerdi. Bir ara birinin ayağı sehpaya çarptı ve Canan'ın "hişşt gürültü yapma kocam uyanacak" dediğini duydum. Tekrar ses çıkarmamaya çalışarak devam eden sevişme sesleri. Yakalanma korkusuyla tekrar sessizce yatağa döndüm. Şimdi sesler daha zor duyuluyordu ama bir ara Canan'ın inlemeleri kapladı gecenin sessizliğini. Heralde adam oral yapıyordu. Birkaç dakika sonra kanepenin gıcırdama seslerinden Canan'ın içine hızla girip çıktığını anladım. Ve giderek hızlandı ve adamın bir iniltisi ile gıcırtı durdu. Boşaldığını anladım. Bu arada ben heyecandan nerdeyse bayılmak üzreyedim. Az önce bir adam eşimin içini spermleriyle doldurmuştu. Fakat o da ne gıcırtı tekrar başladı. Nasıl yani? az önce boşalan adam tekrar mı sertleşmişti?  Yoksa bir değil 2 kişi miydi? Galiba 2 kişiydi. Evet evet kesin 2 kişi. Peki ama kimler? Arkadaş grubunu düşündüm. Hasan mı, Mert mi, Vedat mı? derken gıcırtılar hızlanmaya başladı. Ve Canan artık sessiz olmayı unutmuş halde bağıra çağıra orgasm olmaya başladı. Ve ardından adamın inlemesi.... Diğer adam da karımın içini spermleriyle doldurmuştu. Beynim sanki patlayacak gibiydi. Kim olduğunu bilmediğim iki adam karımı salonda becermişler içini spermleriyle doldurmuşlardı. Meraktan çatlamak üzereydim.

Kısa süren sessizlik ve fısıldaşmalardan sonra giyinme sesleri ve ardından kapının açılıp kapanması. Gittiler. Ben uyuyormuş gibi yapmaya devam ettim. Canan öylece gelip doğrudan yatağa yöneldi. Odayı bir anda sex kokuları sardı. Taş gibi olmuş penisim ve heyecandan beynim çatlayacak gibiydi. Beni uyandırmamaya dikkat ederek Canan yatağa sessizce girdi. Bir kaç dakika sabredebildim. Geldin mi aşkım? dedim. Ay seni uyandırdım mı? Kusura bakma dedi. Ve konuşma şöyle devam etti
-Sorun değil dedim. Ben daha önce uyandım. Sanırım salonda misafirlerin vardı
- evet
- ne yaptınız salonda?
- bir kahve içmeye davet ettim.
- sevişmediniz mi?
- seviştik.
- güzel miydi?
- harikaydı
- peki kimdi onlar?
- onlar mı?
- evet. sanırım 2 erkek idi.
- vay vay vaaay. sen gizlice izledin mi yoksa?
- yok izlemedim. sadece seslerden bunu düşündüm. Kaç kişiydi 2 mi?
- çok mu merak ediyorsun
- evet
- o zaman merak etmeye devam et
- aşkım söyle kimdi onlar?
- meraktan çatla. söylemeyeceğim

Elimi bacak arasına atıp yatağa doğru sızan spermleri elleyip sordum.
- bunların sahibini söylemeyecek misin?
- hayıııırrrrr. dedi kıkırdayarak. meraktan çatla.

Amaan her neyse kimse kim deyip üzrine çıktım. Eliyle taş kesilmiş penisimi tutup hadi aşkım gir içime dedi. Boşalt içime zehirini. İçerigirmemle birlikte az az önce karımın içine o iki adamın doldurduğu spermler dışarı fışkırdı. Ve ben anında sarsılarak patladım. Bie süre öyle kıpırtısız durdum. Canan kulağıma "seni seviyorum aşkım " diye fıldadı.

Evet aşkım ben de seni seviyorum. Hem de deliler gibi seviyorum.

5 Haziran 2010 Cumartesi

Selim ile bir gün....

Artık herşeyden kocamın haberinin olması üstümden büyük bir yükü kaldırmıştı. Fakat kocamın herşeyi bildiğini Selim'e söylememiştim. O hala benim gizli gizli buluştuğumu sanıyordu. Oysa Selim ile rahat rahat istediğim zaman buluşabiliyordum. Ama o benim kadar rahat değildi. Ya eşinin şehir dışında olduğu zamanları kolluyor, ya samimi bir arkadaşından evini ödünç alıyor, hiçbiri olmaz ise the marmara'da oda tutuyordu.

Gene bir akşam Selim ile buluşacaktım. İşten çıkıp oyalanmadan eve geldim. Eşim henüz gelmemişti. Hızla duşa girdim. Duştan çıkıp dolaptan en seksi kıyafetlerimi seçip giyinmeye başladım. Zamanımız kısıtlıydı. Selim eşine bir iş yemeği yalanı uydurdurmuştu ve gece çok geç olmadan evde olmalıydı. Ben de bu yalanına katıldım. Kocam evde ben de geç kalmamalıyım dedim. Bu cevap hoşuna gitti. İyi ki sen de evlisin dedi. Bekar kızlarla takılmanın en büyük derdi bu oluyor, illa sabaha kadar kalmak istiorlar, arıza yapıyorlar dedi. İçimden gülümsedim. Haklısın dedim.

Her zaman mini etek giyerdim. Bu kez çok derin bir yırtmacı olan uzun eteğimi giydim. İçime kilot giymedim. Çantama 1 tane tıkıştırdım. Ve bir paket de tampon.

O sırada kapı açıldı. İçeri eşim girdi. Beni karşısında böyle full makyaj ve en seksi kıyafetlerle görünce hemen anladı. Gözleri parladı.
- Selimle mi buluşacaksın?
- Evet
- Nerde buluşacaksınız?
- The marmara da terasda.
- Ne zaman döneceksin?
- Çok geç kalmayacağım. Karısına iş yemeği kıtırı atmış. 12 ya da en geç 1 gibi dönerim.

Heyecanla sarıldı. Öpmeye kalktı ama hişşt makyajım bozulacak dedim. İzin vermedim. Elini attığında kilodumun olmadığını farketti. Çılgına döndü. Kıpkırmızı olmuştu. Önündeki sertlik pantalonundan fırlayacak gibiydi. Beni hemen oracıkta yatırıp becermek istiyordu. Olmaz dedim. Sıranı bekle. Şimdi onu Selim kullanacak. Yüzü düştü. Rujum bozulmadan usulca yanağından öpüp " eğer uslu uslu beklersen hediyeni getireceğim" dedim. Masum bir çocuk gibi başını salladı. Zaten taksi gelmiş kapıda bekliyordu. Hızla çıkıp taksiye atladım.

Yoldayken Selim aradı. Kafede beklemeye sabrı yokmuş. Odayı tutmuş. Room servise şampanya söylemiş. Oda numarasını verdi. Beni odada bekliyormuş. Tamam dedim.

Odanın kapısını çaldığımda Selim beni belinde bir havlu ile karşıladı. Duştan henüz çıkmıştı. Daha merhaba demeden sevişmeye başladık. Üzerimdekileri çıkardığında altımda birşey olmadığını farketti. Şaşkınlıkla böyle mi çıktın sokağa? dedi. Eee dedim taksicinin de canı var. Ona dikiz aynasından biraz şov yaptım.

Delisin sen. Ya seni kaçırıp tecavüz etseydi. deyince. Bilmem hoş olabililirdi dedim. Neye niyet neye kısmet. Selim derken taksiciye kısmet olurdu. hahaha

Dememle birlikte beni hızla çevirip yatağa doğru eğdi. Ve dimdik aletini arkama dayadı. Heyy ne yapıyorsun kendine gel dememe kalmadı hızla itti. Canım yandı. Çığlık atarak doğruldum. Canımın yanmasından hiç hoşlanmam. Karnına dirseği geçirdim. Binlerce özür diledi. Öpeyim geçer. Beni affet. Öyle taksici filan deyince kıskançlıktan kan beynime çıktı filan diye bir yandan özür diliyor bir yandan az önce canımı yaktığı deliğimi diliyle yalamaya öpmeye başladı. Sızlamanın yerini inanılmaz bir zevk almaya başlamıştı. Daha önce kimse bana böyle birşey yapmamıştı. Açıkçası oldum olası zaten anal benim en favori pozisyonum olmamıştı. Sevişmede çok gaza geldiğimde arada yapardım ama en az 3-4 orgasm sonrası olurdu hep. O da her zaman değil. Diliyle yalıyor. Dilini sokup çıkarıyor. Parmağı ile bastırıyordu ve benim karnımda kelebekler uçuyordu. Dakikalarca böyle devam etti. Kendimden geçmiş bir şekilde yüzüm yatağa kapanmış inliyordum. Daha fazla dayanamadım. Hadi gir artık dedim. Tekrar dayandı. Selimin aleti eşiminkinden büyük olduğu için çok fazla hissediyordum. Orası dili ve parmakları sayesinde ıslaktı ve iyice gevşemişti. Hiç zorlanmadan yarısı girdi. Ve milim milim ilerliyordu. Sabrım bitti. Kendimi geri itip hepsinin girmesini sağladım. Ve selim de bastırınca dibine kadar içimdeydi. Ve o anda çığlıklar içinde boşaldım. İnanamıyorum. İlk kez oluyordu. Ben anal ilişkiyle boşalacağıma hiç aklım kesmezdi. Hatta hiçbir kadının boşalacağını düşünmezdim.  Selim ise bir yandan homurdanıyor bir yandan gidip geliyordu. Dikkat kesildim. Taksici ha, demek ona verecektin ha, seni böyle mi becerekti filan gibi zor anlaşılır şeyler homurdanıyordu. Ay manyak meğerse aklı hala taksicide kalmış. Ben de üstüne üstüne gittim. Evet dedim. Beni böyle becerecekti... Ve daha da hırslandı. İçime sarsıla sarsıla boşaldı ve üstüme kapaklandı kaldı. Öylece konuşmadan dakikalarca kaldık. Nefesi düzelmeye başladığında yumuşayan penisi yavaş yavaş dışarı kayarken spermler de bacaklarımdan akıyordu.

Kendimize geldiğimizde kalkıp ikimiz de küveti doldurup içine girdik. Unuttuğumuz şampanyalarımızı da alıp hem içiyor hem sohbet ediyorduk. Bana sürekli eşimi soruyordu. Hiç şüphelenmiyor mu diyordu. Belki karın da yapıyordur ne biliyorsun dedim. Sanmam dedi. Seks konusunda o kadar isteksiz ki. Bilemezsin dedim. Kadınlar yapar ve erkeklerin ruhu bile duymaz dedim. Belki de haklısın dedi. Eşim ile sevişmelerimizi sorunca ona ilk gece seninle olduktan sonra eve gelince eşimle de oldum deyince, çok şaşırdı. Hiçbirşey farketmedi mi diye sordu. Farketmedi dedim. İçime ilk girdiğinde senin spermlerin yatağa fışkırdı ama o benim çok ıslandığım için olduğunu sandım dedim. Ben anlatırken Selim tekrar sertleşmişti. Penisi dimdik köpüklerin arasından dışarı çıkıyordu.

Yatağa geçtik. Sanki hiç doymayacakmış gibi sevişmeye başladık. İki kez içime boşaldı. Aslında devam ederdik ama gece 12 olmuştu bile. Ben kalkıp giyinmeye başladım. Çantamdan çıkardığım tamponu önüme tıkadım ve kilodumu giydim. Yolda taksinin kanepesine akmasın diye takıyorum dedim. Duş almayacak mısın dedi. Hayır dedim. Ama sen duş al. Ben çıkıyorum deyip çıktım. Taksiye atlayıp eve geldiğimde daha çalmadan kapı açıldı. Belli ki eşim beni camda bekliyordu.

Hırsla üstüme atladı. Dur sakin ol deyip yatak odasına geçip soyunup yatağa uzandım. Ve tamponu çıkarırken " hediyem yolda akıp gitmesin diye bak nasıl paketledim" dedim. Tampnu çekmemle birlikte spermler bacaklarımın arasından akmaya başladı. Hadi aşkım gel dediğimde Metin bir çırpıda üstüme atlayıp içime girdi. Girmesiyle birlikte boşalması bir oldu. Buna bayılıyorum. Zaten uğuşmuş olan vajinama sanki bir merhem gibi geliyor Metin'in spermleri.

Yana uzanıp bana ayrıntıları sormaya başladı. Her şeyi ama herşeyi bilmek istiyordu. Ben anlattıça heyecanlanıyor nefesi daralıyordu. Ona ilk kez anal ile başladığımızı ve analden çok zevk aldığımı söyleyince kendini kaybetti. İnanamadı. Ama sen zevk almadığını söylerdin filan dedi. Evet ama bu kez farklıydı dedim. Beni çevirip arkama girmek istedi. Olmaz dedim. Orası sadece Selim'e ait. Boynu bükük döndü. Dimdik organını ağzıma alıp bir yandan anlatıyor bir yandan anlatıyordum. Organı dudaklarımın arasında resmen zonkluyordu. O da dönüp beni emmeye başladı. Buradaki  senin Selimin ve benim sıvılarımdan oluşan karışımın tadı çok tuaf diyor bir yandan da emiyordu. Ben bir süre sonra tekrar doruğa çıkmaya başladım. Ve gecenin en müthiş orgasmına ulaştım. Öylecene hareketsiz kaldım. Metin üzerime çıkıp bacaklarımın arasına geçti. Hayır dedim. Çok hassa. İçime girme.

O şekilde uyuduk. Sabah kalktığımda Metin hala uyuyordu. Yavaşça okşamaya başladım. Daha uyanmadan sertleşmeye başladı. Ve sonra uyandı. Daha geceden beri dolu olan testisleri zonkluyordu. Seni azgın adam dedim. Kalkıp duşa girip işe gitmek için giyinirken Metin hala dimdik organı ile bana bakıyordu. Akşama beni bekleme gecikeceğim hayatım dedim. Selimle iş çıkışı bir arkadaşının evine gideceğiz.

18 Mayıs 2010 Salı

Merhaba. Ben Canan.

Gelen maillerde bana hemen hemen hep aynı şey soruluyor. Aslında Eşim Metin hemen herşeyi anlatmış. Bana anlatacak fazla birşey kalmamış.Ben eksik kalan kısımları anlatayım. Kürtaj olayından sonra nedense bende bir isteksizlik başlamıştı. Kayganlaştırıcı bile kar etmiyordu. Metin içime girerken resmen acı çekiyordum. Doktora gittik amaişe yaramadı. Ruhsal deyip çıktı doktor.

Bir akşam bankanın yemeği vardı. Metin gelmek istemedi. Ben de çok üstelemedim. Yemekte Selim ile karşılaştık. Aynı masaya oturduk. Eskilerden konuştuk. Sohbet güzeldi. Farkında olmadan kaç kadeh içtim hatırlamıyorum. Sonra hadi bir yere dansa gidelim dendi. Önce olmaz filan demiştim ama ısrar kıyamet. Tamam deyip Metin'e haber verdim. Selim sen merak etme ben eve bırakırım dedi. Etilerde bir mekana gittik. İçerisi tıklım tıklımdı. Zar zor bara ilerledik. İçkilerimizi alıp müzüğin ritmiyle sallanmaya başladık. Selim ile dipdibeydik. Birbirimizi duymak için kulaklarımıza bağırmamız gerekiyordu. Kesik kesik konuşuyorduk. Ama selim bana nasıl hayran olduğunu söylüyordu. Bir eli belimdeydi. Ben de içkinin etkisiyle olacak kalabalık bir yandan iyice arkam dönük olarak selim'e yaslanmıştım. Bir ara ensemde bir öpücük hissettim. Ürperdim. Dönüp Selim'e baktım. Elleriyle pardon der gibi bir hareket yaptı. Birşey demeden döndüm. Benim tepkimden cesaret almış olmalı ki elleri yavaş yavaş farkettirmeden belimi okşuyordu. Tepki vermedim. Giderek daha cüretkar olmaya başladı. Heyecanlanmıştım ama elini tutup durdurdum. Gerçi kalabalıkta kimsenin kimseyi görecek hali yoktu ama gene de ne bileyim çekindim heralde.

12 ye doğru gidelim geç oldu dedim. Diğerleri kaldı. Selim söz verdiği gibi beni eve bırakmak için benimle çıktı. Yola çıktık. Tam akmerkezin oraya geldiğimizde birden Ulus yönüne saptı. Nereye gidiyorsun? dedim. Bir kahve içelim öyle bırakayım dedi. Birşey demedim. Başım fıldır fıldır dönüyordu. Bir apartmana girdik. Kapıyı açtı. İçeri girdik. Kimse yok mu dedim. Yok. Ev ahalisi Ankarada dedi. Salona geçtik. Kendimi kanepeye attım. Selim kahve yapmak için mutfağa geçti. Nerdeyse sızmak üzereydim ki elinde kahvelerle gelmiş saçlarımı okşayarak "hadi kalk kahven hazır" dedi. Toparlanmaya çalıştım. Sendeleyince selim kolumdan kavradı. Ve nasıl olduysa o anda öpüşmeye başladık. Selim'in elleri vücudumun her yerinde dolaşıyordu. Karşı koymak istiyordum ama koyamıyordum. Ve aylardır kupkuru olan ben sırılsıklam olmuştum. Heyecandan titriyordum. Selim beni hızla soymaya başladı. Kilodumun dışında hiçbirşey kalmamıştı. Beni yatağa sürükledi. Yatakta sevişmeye devam ettik. Kilodumu çıkarmaya kalkınca elini tutup olmaz dedim. Neden dedi. İkimiz de evliyiz filan gibişeyler geveledim. Eli bacak aramdaydı. Sırılsıklam olduğumu görüp, hadi direnme sen de istiyorsun dedi ve bir hamlede kilodumu çıkarıp üstüme çıktı. Çılgın gibi sevişiyorduk. Aletinin ucu içeri girmekiçin vajınamın dudaklarına dayanmıştı ama ben bacaklarımı kasıyor ilerlemesine izin vermiyordum. Bırak gireyim dedi. Bırakmadım. Bir yandan deliler gibi öpüşüyorduk. Sonunda bacaklarımın bağı çözüldü ve içeri kayarak girmeye başladı. İçim sanki ateş gibi yanıyordu. Dibine kadar girdiğinde kendimi tamamen bıraktım. İçin ne kadar sıcak. Adeta yanıyor dedi. Bir süre içimde öyle hiç kıpırdamadan durdu. Öpüşmeye devam ettik. Ve yavaş yavaş gidip gelmeye başladığında selimin kalçalarına yapışıp daha hızlı daha hızlı diye inlemeye başladım. Hızlandı hızlandı hızlandı ve çığlık çığlığa boşaldım. Hemen arkasından selim boşaldı. İkimiz de yatağa yığıldık kaldık. Ne kadar öyle kaldık hatırlamıyorum. Bir ara saate baktım bir buçuk olmuştu. Hemen yataktan fırlayıp telaşla sağa sola savrulmuş giysilerimi bulup giyinmeye başladım. Telaş içinde selim de giyinip arabaya atladık. Evin önünde beni bıraktı. Anahtarla kapıyı açtım. Yatak odasında metin yatağa uzanmış bir elinde kumanda o halde uyuyakalmıştı. Onu seyrettim bir süre. Hiçbirşeyden habersiz uyuyordu. Elşinden uyandırmadan kumandayı alıp TV yi kapadım. Karanlıkta oturup bir sigara yaktım. Pencereden sızan ışığın altında uyuyan eşimi izliyordum. İçimi bir pişmanlık kapladı. Onu seviyordum. Ve aldatmıştım. O ise habersiz yatıyordu. Çok içkiliydim. Hala başım dönüyordu. Sigaram bitince yanına uzandım ve uyandırmamaya dikkat ederek saçını okşamaya başladım. Ama uyandı. " aa geldin mi? kapıyı duymamışım" diye mırıldandı uykulu bir sesle. Uzanıp hafifçe dudaklarından öptüm. Öpüşmeye başladık. Tamamen uyanmıştı. Elimi aletine attığımda serleştiğini gördüm. Hemen yatağa uzanıp bacaklarımı açtım. Hadi aşkım becer beni dedim. O karanlıkta gözlerindeki şaşkınlığı görebildim. Elini bacak arama uzattığında elini tuttum. Herşeyi anlar diye korktum sanırım. Hadi içime gir dedim. Üstüme çıktı ve içime bir hamlede girdi. Daha da şaşkındı. Ne kadar ıslaksın aman allahım dedi, hiç seni bu kadar ıslak görmemiştim. Becer beni aşkım doldur içimi diye inliyordum. Her giriş çıkışında daha yarım saat önce Selim'in içime doldurduğu spermler dışarı akıyordu. Ve sarsılarak boşaldı. Birbirimize sarılarak uyuduk. Metin olanbiteni anlamamıştı. Ben  öğleye doğru uyandığımda cebimde 3 tane selimden gelen sms vardı. Aşk dolu cümleler. Ben de aynen aşk dolu cevaplar yazdım. Akşama kadar smsleştik. Akşam eve geldiğinde elinde bir buket çiçek vardı. Aklım karmakarışıktı. Eşimi aldatmıştım. Bir facia beklerken tam tersi olmuştu. Sanki ilk günlerdeki aşık çift olmuştuk. Daha koridorda başladık öpüşmeye. Tüm hafta sonunu sevişerek geçirdik. Nerdeyse cuma gecesi olan biteni unutmuştum. Ama pazartesi günü selim beni işten arayınca bir anda dank etti. Panikledim. Ona ikimizin de evli olduğunu, sarhoş olduğumuzu, içkinin etkisiyle yanlış şeyler yaptığımızı, olan biteni unutmamız gerektiğini söyleyip telefonu kapadım. Kocamı seviyorum. Bu olan biten bir anlık zaaf deyip unutmaya karar verdim. Ara ara selim arıyor tekrar buluşmak istediğini söylüyor ben de hep aynı cevabı veriyordum. Böyle birşey aramızda hiç olmadı diyordum. Bir kaç ay böyle geçti.

Selim ısrarla bi yerde oturup konuşalım diyordu. Sonunda evet dedim. Metin'e arkadaşlarla eğlenmeye gideceğiz dedim. İyi olur kafan dağılır. Psikolojin düzelir diyerek destekledi. Buluştuk. Ataşehirde bir arkadaşının yerine gittik. İçki sohbet derken gene sevişmeye başladık. Artık kendimi tutmuyordum. Saatlerce seviştik. 3 ya da 4 kere tam hatırlamıyorum içime boşaldı. Eve dönerken resmen spermler bacaklarımdan sızıyordu. Eve geldiğimde metin beni kapıda karşıladı. Demek camda bekliyormuş. Hızla soyunup kendimi yatağa atıp, hadi aşkım becer beni dediğimde metin dünden hazır üstüme çıktı. Ve içime girerken adeta içimdeki sıvıler dışarı fışkırdı. deli gibi seviştik.

Bir akıntıya kapılmış gibiydim. Hem içimden bir ses yaptığın yanlış diyordu bir daha asla diyordu hem de bir kaç hafta sonra kendimi selimin kollarında buluyordum. Artık bu sahne ayda bir bazan ayda 2 kere tekrarlanır olmuştu. Üstelik içimdeki suçluluk duygusu da yok olmaya başlamıştı. Ama bir yandan da bu olay ortaya bir çıkarsa kopacak skandalı düşünüyor korkuyordum. Ama gene de selimle buluşmaktan kendimi alıkoyamıyordum. Kocamı seviyordum. Onun üzülmesi incinmesi ihtimali beni korkutuyordu. Bir yandan da herşeyi Metin'e anlatmak istiyordum. Beni masturbasyon yaparken seyretmekten hoşlandığını biliyordum. Bazan selimi hayal ederek masturbasyon yapıyor, metin de beni izleyip masturbasyon yaparak boşalıyordu. İşte o akşamlardan birinde nasıl oldu bilmiyorumkonuyu açmak istedim. Başka bir erkekle sevişirken beni izlemek hoşuna gider mi gibi birşey sordum. Evet deyince herşeyi itiraf etmek istedim ama cesaret edemedim. Bunu fantazi gibi yaşamaya başladık. Bir gün bana gerçekten yapsak ya demez mi? Kulaklarıma inanamdım. Ama gene de sanki isteksizmişim gibi mırın kırın ettim. Israr etmeye başladı. Ben de ona selim diye biri var. Gözü var bende belki o olur deyince hadi yapalım demeye başladı. Tam o anda herşeyi itiraf etmek niyetindeydim ama son anda cesaret edemedim.
Birkaç ay böyle geçti. Bir gün selim buluşmak için arayınca tüm cesaretimi toplayıp selimle buluşacağımı sms le eşime bildirdim. Tepkisini merak ediyordum. Olur deyince şaşırdım. Ama sadece birşey içip geleceğiz dedim. Sevişeceğimizi söylemedim. Hatta bana istersen eve çağır bile dedi. Düşündüm. Ama cesaret edemedim. Selimle sevişip içimde selimin spermleriyle dolu eve geldiğimde " yalnız mı geldin?" dedi. Selimle gelirsin sanıyordum. Bir yandan soyunuyor bir yandan konuşuyordum. Yalnız geldim dedim. Bu şekilde sorması galiba bana cesaret verdi. Ya da aklımı kaybetmiş olmalıyım. Bu kez ışığı söndürmeden yatağa uzanıp bacaklarımı açtım. Ve oramı işaret ederek " selimi getirmedim ama ondan bir parça getirdim yanımda" deyiverdim. Bacaklarımın arasından hala selim'in spermleri sızıyordu. Şok geçirmiş bir şekilde orama bakıyordu. Hadi gel aşkım becer beni diye kollarımı uzattım. Adeta büyülenmiş gibi üztüme çıktı ve vahşi bir hayvan gibi hırlayarak gidip gelmeye başladı. Becer beni aşkım diye bağırıyordum. Bir hayvan gibi kükreyerek boşaldı. Artık bütün ipleri koyuvermiştim. Ne olacaksa olacak diyordum. Ya da hiçbirşey demiyordum. Sanırım aklımı kaybetmiştim.

Ertesi sabah kendime geldiğimde aman allah ben neler yaptım diyordum içimden. Metin çoktan uyanmıştı. Ben uzun bir süre uyuyormuş numarası yaptım. Metinle dün gece olanlar için yüzleşemey gücüm yoktu. Sonunda daha fazla sürdüremedim ve yeni uyanmış gibi yaptım.

Metin tepemde dün gece neler olduğu ile ilgili yağmur gibi sorular soruyordu. Kaçamak cevaplar vermeye çalışıyordum. Kaçta buluştunuz. Nerde buluştunuz. Orda sana dokundu mu? sonra nereye gittiniz. nasıl başladı sonra en oldu........ soru soru soru... Ben anlattıkça Metin tahrik oluyordu. Ben de giderek daha az kaçamak cevaplar vermeye başladım. Ve en zor soru ise nasıl oldu da daha ilk buluşmada yatağa gittiniz sorusunu sürekli geçiştrmekten vazgeçip pat diye gerçeği söyleyiverdim. İlk değildi ki dedim. İkinci şok. Gözlerine kan oturmuştu. Zangır zangır titriyordu. Yüzü kireç gibiydi. Bir an korktum. Hadi gir içime becer beni aşkım dedim. Hısrla içime girdi. Ve daha girer girmez içime fışkırdı....

Şimdi düşünüyorum da yaptığım herşey delilikdi. Herşey bir anda paramparça olabilir, evliliğim darmadağın olabilir ve büyük bir skandal patlayabilirdi. Bu gün hala olanları düşündükçe tüm bunları nasıl yaptım diye kendime hayret ediyorum. Belki de bir çeşit akıl tutulması yaşamıştım.

Neyse ki herşey tam tersi oldu. Bu ilk sarsıntıları atlattıktan sonra ilişkimiz hiç olmadığı kadar iyi oldu. Şu anda çok mutluyuz. Gerçi artık selimle görüşmüyoruz ama selimden sonra başkaları oldu. Bazıları sadece bir gecelik bazıları da daha uzun süreli.

Hani bir laf vardır "beni öldürmeyen şey güçlendirir" diye. İşte bizim yaşadığımız da böyle birşey. Şu an çok mutluyuz ve bunu artık sık sık yaşıyoruz. Selimden sonra yatağımıza aldıklarımızı da işlerden zaman buldukça burada anlatacağım.

12 Mart 2010 Cuma

İşte herşey böyle başladı

Evliliğimizin ikinci yılında eşim spiral kullanmasına rağmen hamile kalmıştı. O sırada çocuk sahibi olmak gibi bir planımız yoktu. Ayrıca çocuğun spiralden zarar görmüş olma ihtimali de vardı. Kürtaj yapıldı. Doktor, spiral ve diaframların yüzdeyüz koruma sağlamadığını söyleyip
hap önerdi. Ve eşim hap kullanmaya başladı. O olaydan sonra sex hayatımız hiç eskisi gibi olmadı. Hatta giderek kötüleşmeye başladı. Canan çoğu zaman isteksiz oluyor, arada sevişsek bile ıslanmakta zorluk çekiyordu. Ben öyle iri aletli biri olmamama rağmen girişte
kayganlaştırıcı kullansak bile zorlanıyordu. Doktora danıştık. Bazan hapların yan etkisi olabilir deyip daha hafif bir hap yazdı. Pek bir değişim olmadı. Doktor, ruhsal olabilir. İş, stres, ya da yaşanan istenmeyen gebelik vs gibi sebepler olabilir dedi.

Gerçekten canan'ın işi biraz ağır ve stresliydi. Bazan eve müşteri dosyaları getirip çalıştığı bile oluyordu. Giderek sevişmez olduk. Bu şekilde aylar geçti.

Bir cuma akşamı şifreli kanalda erotik film izliyorduk. İzleyenler varsa hatırlar. Filmde adam yatak odasının havalandırma mazgalına gizlice kamera yerleştiriyor ve karısının başka erkekler ile sevişmelerini gizlice izliyor ve bundan müthiş zevk alıyordu. Bir gün karısı tesadüfen kamerayı farkediyor ama kocasına çaktırmayıp aynen devam ediyordu. Karısının
kameradan haberi olduğunu bilmeyen adam karısını sevişirken izliyor,herşey bitip karısı misafirini yolcu ettikten sonra eve geliyor ve karısı ile çılgınca sevişiyordu.

Ben filmi izlerken bir an o kadının eşim olduğunu hayal etmeye başladım. Bu beni çok heyecanlandırmıştı. Kanepede birbirimize sarılmış filmi izlerken birden canan pat diye bana dönüp " sen de beni böyle sevişirken izlemek ister miydin?" diye sordu. Affalladım. Sanki aklımdan geçenleri okumuştu. Suç üstü yakalanmış bir çocuk gibi kızardığımı hatırlıyorum.

"Evet ama şey kem küm" bişeyler zırvaladım. Öpüşmeye başladık. Canan elini önüme attığında " ooo sen azmışsın, bu ne böyle dimdik?" diyerek kıkırdadı. Suçlu çocuklar gibi gene kızardım. Gak guk.... ettim. Öpüşmeye başladık. Bir süre sonra ben de elimi bacak arasına attığımda cananın sırılsıklam olduğunu gördüm. Aylardır ilk defa ıslanıyordu. Üstümüzdekileri yırtarcasına çıkardığımızı hatırlıyorum. Ve çırılçıplak kaldığımızda ben bir hamlede eşimin içine girdim. İnanılır gibi değildi. En ufak bir zorlanma olmadan. Sabaha kadar defalarca seviştik. Sanki tükenmeyecek gibiydik.

Sabah cep telefonunun alarmı çaldığında en fazla 1 saat uyumuş olmama rağmen hiç zorlanmadan kalkıp duşa girdim. Canan hala uyuyordu. Cumartesileri o işe gitmediği için uyandırmadım. Neşe içinde işe gittim. Duş almama rağmen hala ağzımda cananın tadı, üstümde dün geceki ateşli saatlerin kokusu vardı. ( ya da bana öyle geliyordu) Öğleye doğru eşim bana aşk dolu bir sms çekti. Ben de aşk dolu sms le cevap verdim. Bütün gün liseli aşıklar gibi smsleşip durduk. İş bitip eve gelirken çiçekçiden bir buket çiçek aldım. Canan beni nerdeyse yarıçıplak bir şekilde karşıladı. Kapıda öpüşmeye başladık.

Günler günleri böyle kovaladı. Sanki aylardır sexsiz geçen günlerin acısını çıkarır gibiydik. Bir kaç hafta sonra biraz sakinleştik. Araya regl girdi 3-4 gün durduk. Ama sonra tekrar ıslanmada zorluklar başladı. Birkaç hafta sonra tekrar başa dönmüş gibiydik. Eşim gene isteksiz, gene kuruydu....

Canan bu durumun haptan değil ruhsal olduğu sonucuna vardı. İşinde çok stres altındaydı. Kafası sürekli meşguldü. Konsantre olamıyordu. Ben de öyle düşünüyordum.

Bunu söylemeyi utanıyorum ama artık gizli gizli masturbasyon yapmaya başlamıştım. Aramızda sex gene bitmişti.

Birkaç ay böyle geçti. Kendimi işe verdim. Bir akşam bankanın yemeği vardı. İsteyen eşlerini de getirebilir denmişti. Ama ben gitmek istemedim. En gıcık olduğum şeydir. Herkes herkesi tanır, sen orda kimseyi tanımadan şamdan gibi oturusun. "yok ben gelmeyeyim" dedim, " hem sıkılırım, hem de yorgunum. duş alır sonra yatarım". Eşim süslenip püslenip oldukça dekolte
bir elbiseyle gitti. Gerçekten çok güzel olmuştu. Son zamanlarda onu hiç bu kadar güzel görmemiştim.

Saat 22 sularında cepten aradı. Yemek bitmiş. Bir grup eğlenmeye gidecekmiş. Beni merak etme. Geç geleceğim. Arkadaşlardan biri bırakacak endişe etme dedi.

Duş alıp yatağa uzandım. Elimde kumanda yatak odasındaki tv de zap yaparken uyuyakalmışım. Eşimin öpücükleri ile uyandım. Bir hayli içkiliydi. Sürekli kıkırdıyordu. Üstübaşı içki, sigara, parfüm, ter kokusu karışımı eğlencenin buharını taşıyordu.

Öpüşmeye başladık. Ben zaten hazır asker anında serleşmiştim bile. Canan bir çırpıda soyunup kendini yatağa attı ve bacaklarını açıp "hadi seni istiyorum" dedi. Şaşkın bakakaldım. Elimi bacakarsına attığımda sırılsıklamdı. Elimi hemen tutup çekti. "Hadi gir içime", diye inledi. Bir hamlede içine girdim.

Inanılmaz. Sanki bir havuza dalmıştım. Ben bu güne kadar hiç bu kadar ıslak görmemiştim eşimi. İçine girip çıkarken sıvıları resmen dışarı akıyordu. Yatak ıslanmıştı. "Hadi içimi doldur" diye inliyordu. Zaten ayların birikimi var öyle bir patladım ki, dışarı çıktığımda bir kova su
dökülmüş gibi aktı yatağa aşk sıvıları. Ve canan sıkı sıkı sarılıp kulağıma aşk sözcükleri mırıldanarak sızdı kaldı.

Harika bir geceydi. Ertesi gün işte hep dün geceyi düşünüyordum. Gene birbirimize romantik ve arada edepsiz smsler attık bütün gün. Akşam eve geldiğimde yemeği filan unutup kapıdan girer girmez sevişmeye başladık. Günler böyle geçti.

Ama giderek canan gene eskisi gibi ıslanmakta zorlanmaya başladı. Oturup konuştuk. Ben artık kesin emindim. İşindeki stres yatağa yansıyordu. Arada kafanı boşaltmalısın dedim. Hep iş hep iş. O gece geldiğinde herşey harikaydı dedim. Tekrar yaşamak isterim dedim. Yüzüme biraz şaşkın bakıp " çok mu hoşuna gitmişti?" dedi. "evet" dedim. "tekrar mı istiyorsun?" dedi. "evet" dedim. Galiba haklısın. Benimde kafayı dağıtmaya ihtiyacım var gerçekten dedi ve "iyi o zaman haftasonu işyerindeki arkadaşlar gene eğlenmeye gideceklerdi, beni de çağırmışlardı ama evet dememiştim. Yarın ben de geliyorum derim. Sen de beni evde uslu uslu beklersin olur mu? dedi. Ben de "seve seve" dedim.

Haftasonu süslenip püslenip en seksi kıyafetlerini giyip bana bir hoşçakal öpücüğü kondurup gitti. Gece 1-2 kere telefon açıp çok eğlendiğini söyledi. Sıkılıp sıkılmadığımı sordu. "hayır, heyecanla evde seni bekliyorum" dedim. Ki doğruydu. Duş almış salonda oturmuş eşimi bekliyordum. Gece yarısı her araba sesi duyduğumda cama gidip bakıyordum. Saat 2'yi biraz geçmiştiki bir araba durdu. Cama gittim. Arabadan eşim indi ve hızlı adımlarla eve yöneldi.

Kapıyı açmış bekliyordum. Öpüşüp içeri aldım. Gene çok içkiliydi. Gene o geceki gibi içki, parfüm, sigara ter karışımı buhar üstündeydi. Bu koku adeta başımı döndürdü. Koridorda öpüşmeye başladık. Elimi bacaklarının arasına attığımda ter içindeydi ve orası sırılsıklamdı.

Saniyeler içinde yataktaydık ve çırılçıplakdık. Eşim gene bacaklarını açmış eliyle hadi içime gir seni istiyorum diyordu. Anında denileni yaptım. O kadar ıslaktı ki "foşurt" diye ses çıktığını hatırlıyorum. Her gidip gelişimde yatağa sıvılar sızıyordu. Sabaha kadar seviştik.

Herşey harikaydı... Şu an bile kelime bulmakta zorlanıyorum.

Artık bu geceleri nerdeyse ayda bir yapar olmuştuk. Sex hayatımız tekrar ilk günlere dönmüştü.

Bazan birlikte şifreli kanalda oturup film izliyor, birlikte masturbasyon yapıyorduk. Eşimin kendisi ile oynayıp doruğa çıkmasını izlemek beni adeta çıldırtıyordu. "Seni izlemeye bayılıyorum" dedim. O an Durdu ve bana dönüp " o filimdeki adam gibi mi?" dedi. Filmi hatırladım. Başımı salladım. "nasıl yani? başka erkekle mi? Kıskanmaz mısın beni?". Bilmiyorum galiba evet hayır filan abuk sabuk zırvaladım. O sırada kendini bırakmış benimle oynuyordu.

Penisim elinde diliyle çok hafif dokunuşlarla yalıyor, küçük küçük öpücükler konduruyordu. Aletim şişmiş nerdeyse patlayacak gibi olmuştu. Beynim adeta zonkluyor, kalbim 120 atıyordu. "ister misin gerçekten böyle birşey" diyordu. Ben de evet evet diye inlemeye başladım. Ve tam o anda öyle bir patladımki sperlerimin bir kısmı duvara kadar gitti.

Sık sık bu fantaziyi yaparak sevişir olmuştuk. Her defasında sarsıla sarsıla boşalıyorduk. Ve birkaç ay sonra acaba gerçekten yapsak mı demeye başladık. Sonra kim ile olabilir demeye başladık. Eşim biz evlenmeden önce kendisine çok asılan birinden söz etti. Ben de 1-2 kere görmüştüm adamı. Canan'a zaafı olduğu belliydi. Artık Selim'in adını söyleyerek fantazilerimizi yapmaya başladık. Sevişirken evet yapalım diyordum ve çok istiyordum ama sabah kendime geldiğimde vazgeçiyordum. Açıkçası kendime güvenemiyordum. Bu gelgitler aylar sürdü.

Bir gün işteyken eşimden bir sms geldi. Selim akşam bir yerlerde birşeyler içmeye davet etmiş. Ne dersin? diye soruyordu. O anda kalbim hızla çarpmaya başladı... Nutkum tutuldu. Ne diyeceğimi bilemiyordum. Bir yanım bunu çok istiyor diğer yanım ise hayır diyordu. Sadece içki mi? diye yazdım sms de. Ellerim titriyordu. Sadece içki içeceğiz. Yoksa sen daha fazlası mı olsun istiyorsun?" yazıyordu cevapta. Ne cevap vereceğimi bilemedim. Ve sonra " evet " yazdım. istersen eve davet et. Sonra yazdıklarıma kendim bile inanamadım. Kalbim küt küt atıyordu.

Akşama doğru eve geldiğimde Canan daha gelmemişti. O sirada telim çaldı. Arayan canandı. Buluşacakları kafeye gidiyordu. Eve getirmeyi düşünüyor musun? diye sordum. "bilmiyorum" dedi. " o anki ruh halime göre. ama çok heveslenme ben 1 içki içip kalkma taraftarıyım".dedi. "Peki" dedim.

Evde bir yerde oturup huzura eremiyordum. Sürekli aklım eşimdeydi. Ne konuşyorlar? Acaba gerçekten eve alıp gelir mi? Getirirse ne olur?. Kafam patlayacak gibiydi.

Saat 9'u biraz geçmişti ki, anahtarıyla kapıyı açıp içeri eşim girdi. Yalnızdı. Selim'i getirmedin mi? dedim. Yok getirmedim dedi. Bir yandan yatak odasında üzerindekileri çıkarırken. O an sanki hayal kırıklığına uğramış gibi hissettim. Kendimi o kadar hazırlamıştım ki... Aynı anda için için sevinmiştim de. İçimden bir ses iyi ki getirmemiş diyordu. O sırada üzerindeki herşeyi çıkarmış olan eşim yatağa çırılçıplak uzanıp bacaklarını açarak bana dönüp " ama sana ondan bir hatıra getirdim" diyerek bacak arasını işaret etti. O an baktığımda bacak arasında beyaz sıvıların sızdığını gördüm. "nasıl yani" diye kekeledim. Yani şimdi sen ve
o...." "evet" diye başını salladı. O an beynimden aşağı bir kazan kaynar su döküldü sanki.

Bunu beklemiyordum. Sırtıma kızgın ütü basılıyormuşcasına yanıyordu. Beynim yerinden fırlayacakmış gibi zonkluyordu. Dizlerimin bağı çözülmüştü. Yatağa yığıldım. Aletim patyacak gibi şişmiş adeta acıyordu. Hadi aşkım dedi bana ellerini uzatıp. Gir içime. Demesiyle bir hamlede içine girdim. Girmemle birlikte selim'in sıvıları dışarı akmaya başladı. "Hadi, becer beniaşkım" diye inliyordu canan "içimi doldur, hadi". Birkaç saniye içinde sarsılarak boşaldım. Ve yatağa yığılıp kaldım. Beynimin zonklaması geçmişti. Sırtmdaki yanmalar da geçmişti. Adeta dünyanın en güçlü uğuşturucusunu almış gibi her yerim uğuşmuştu. Eşim sarılmış kulağıma " hoşuna gitti mi? diye fısıldıyordu. Donmuş gibiydim. Cevap veremiyordum. Kulağıma sürekli aşk sözcükleri fısıldıyordu. Adeta felç olmuştum. O halde sızıp kalmışım.

Sabah uyandığımda gece olanlar rüya mı gerçek mi diye düşünmeye başladım. Hayır hepsi gerçekti. Titriyordum. Eşim de uyandı. Dün yaşananlar gerçek miydi hayal mi? diye mırıldandandım. Ve ardından her ayrıntıyı sormaya başladım. Selimin evine gitmişler. Karısı şehir dışındaymış. Sürekli soruyordum. Herşeyi bilmek istiyordum. Ve canan anlattıkça tahrik oluyordum. Aletim nerdeyse patlayacak gibi olmuştu. Peki dedim nasıl ilk seferinde bu kadar hızlı gelişti herşey? dedim. İlk değildi ki dedi. Nasıl yani? Ve o anda aylardır geceleri gittiği eğlencelerden sırılsıklam dönüşünün sırrını açıkladı. Meğerse o ıslaklıklar selim'in doldurduğu spermlermiş. Bir kez daha başımdan aşağı kaynar sular döküldü. Sırtım cayır cayır yanıyordu. Canan bacaklarını açmış "hadi aşkım gir içime, boşalt zehirini dediğinde bir hamlede girdim ve girmemle boşalmam bir oldu. Ve anında her yanımı ılık bir uğuşukluk sardı. Yana devrildim. Ve öylece hareket etmeden uzandım.


İşte bizim hikayemiz böyle başladı. İlk sarsıntıları atlattıktan sonra bunu artık daha sık yapar olmuştuk. Nasılsa gizli saklı aramızda birşey kalmamıştı. Sex hayatımız harikadan da öte olmuştu. Başlarda Selim benim aslında herşeyi öğrendiğimi bilmiyor gizli buluştuklarını sanıyordu. Ama bir süre sonra Canan selim'e de herşeyi anlattı ve Selim artık rahat rahat bize gelmeye başladı, ben salonda oturuken onlar yatak odasında

sevişiyor bazan ben izliyor bazan ben de katılıyordum. Bu durum nerdeyse 6 ay sürdü. Ancak selim'in karısının hiçbir şeyden haberi yoktu. Bu durum ikimizi de tedirgin etmeye başlamıştı. Ve sonunda devam ettirmemeye karar verdik. Artık selim ile çok seyrek görüşüyoruz ve sadece arkadaşça. Yaşananları geride bıraktık.

Ve en kısa zamanda yeni birini bulmaya karar verdik. Üç yıl içinde birçok tek erkek, tek kadın oldu yatağımızda. Ha 1-2 de çift oldu ama şansımıza hepsi harika insanlardı ama nedense hiçbir çift ile 3lü kadar yüksek frekans yakalayamadık. Ama bir gün mutlaka bizimle aynı frekansta bir çift ile de tanışacağımızı umuyoruz.

Şimdi düşündüğümde Canan'ın beni nasıl oyuna getirdiğini görüyorum. Kızgın mıyım? Asla !.. Tam aksine iyi ki beni oyuna getirmiş. Belki bana kalsa asla bunu yaşamak için gereken cesareti gösteremeyecektim. Ve böylesine harika şeyler yaşayamayacaktık. Sadece fantazisini kurup içimizde kalacaktı. Eşime her zamankinden daha da aşığım. İyi ki beni oyuma getirmiş. İyi ki bunları yapmış. Ben gerçekten çok şanslı bir erkeğim.